içinde ,

EDAT(İLGEÇ)

Tek başına bir anlam taşımadığı halde cümle içerisinde kullanılan sözcüklerle anlam kazanan sözcüklere edat denir.

  • Sınıf arkadaşlarına göre epey farklıydı.
  •  Bugün göl buz gibiydi.
  • Hava kadar hafifti.

Not: Edatlar cümleye neden, amaç, araç, birliktelik, benzerlik, karşılaştırma, zaman ve koşul gibi farklı anlamlar katar.

UYARI: Edatlar cümleden çıkarıldığında cümlenin anlamında bozulma olur.

  • Sizin için koşturuyorum.
  • Sizin  koşturuyorum.

Başlıca Edatlar
İçin Kadar Göre
Gibi İle(-le, -la) Karşı (-e karşı)
Doğru(-e doğru) Üzere Beri
Başka (-den başka) Yalnız Ancak
mi Değil Diye

İle (-le / -la)” Edatı

“İle” edatı cümleye ; birliktelik, araç, durum veya neden anlamları  kazandırır.

Örnekler
> Arkadaşları ile sinemaya gitmiş. (birliktelik)
> Derenin taşması ile köy sular altında kaldı. (neden / sebep)
> Gösteriyi ilgi ile izledik. (durum)

 NOT  “İle” edatı, “-le / -la” şeklinde kelimeye bitişik olarak da yazılabilir.

  • Ankara’a  trenle gittim. (araç)

Not:  “İle” sözcüğü hem edat hem de bağlaç görevinde kullanılabilir. Cümlede “ile” yerine “ve” bağlacı getirildiğinde anlamı bozulmuyorsa bağlaç, bozuluyorsa edattır.

  • Ahmet ile Ali parka gitti. (”İle” yerine ”ve” kullanılabilir. → Bağlaç)
  • Bu düşünce ile bir yere varamazsınız. (”İle” yerine ”ve” kullanılamaz. → Edat)

Gibi” Edatı

Birlikte kullanıldığı sözcüğe, tahmin, olasılık benzetme veya hemen yapılma anlamları kazandırır.

Örnekler
> Kara bir bulut gibi üzerimize çöktü ağırlık. (Benzerlik)
> Bugün dışarısı çok soğuk olacak gibi. (Tahmin / olasılık)
> Gaz kaçağını duyduğum  gibi dışarı çıktım. (Hemen yapılma, tezlik)

 “İçin” Edatı

Cümleye amaç ve neden (sebep) gibi birçok farklı anlam ilgileri katmaktadır.

Örnekler  
> Şeytan Sofrası’nı görmek için Balıkesir’e gittim. (amaç)
> Korktuğu için konuşmadı. (neden / sebep)

“Üzere” Edatı

Cümle içerisinde genellikle “için” edatının yerini kullanılır ve cümleye farklı anlam ilgileri katar.

Örnekler
>Parkta buluşmak üzere ayrıldık. (amaç)
>bir hafta sonra geri vermek üzere sana kitabımı veririm-. (şartıyla)

“Diye” Edatı

Kullanıldığı cümleye amaç ve neden (sebep) anlamları katar.

Örnekler
> Beni sevesin diye çok çabalıyorum. (amaç)
> Kar yağıyor diye sinemaya gitmekten vazgeçti. (neden / sebep)

“Kadar” Edatı

Cümleye karşılaştırma yoluyla benzerlik, eşitlik, yaklaşıklık vb. gibi anlamlar kurar.

Örnekler
> O da senin kadar üzüldü. (eşitlik)
> SU kadar parlak berrak bir gökyüzü vardı. (benzerlik)

“Ancak” Edatı

Kullanıldığı cümleye “en fazla, sadece, olsa olsa, en erken,” gibi anlamlar katar.

Örnekler
> Bu durumu ancak sen ortadan kaldırabilirsin. (sadece)
> Burası ancak üç kişi alır. (en fazla, olsa olsa)

 Not: “Ancak” kelimesi, yerine “ama, fakat” kullanılabiliyorsa bağlaç olur. 

Örnekler
> Bu araç ancak dizel ile çalışır. (ancak = sadece ⇒ Edat)
> Bu işi halledebilirim  ancak san pahalıya mal olur. (ancak = ama, fakat ⇒ Bağlaç)

“Doğru (-e doğru)” Edatı

Cümle içerisinde “-e doğru” şeklinde kullanıldığında edat olur, cümleye yönelme anlamı katar.

Örnekler
>Okula doğru yürürken yerde kalem buldum. (yönelme)
> Köpek üzerimize doğru koşmaya başladı. (yönelme)

Not:   Cümle içerisinde “Doğru” kelimesi edat dışında isim, sıfat veya zarf görevinde de kullanılabilir.

>Tahtada ki doğruyu Mustafa çizdi. (İsim)
> Doğru söz her zaman acıtır (İsmi nitelediği için ⇒ Sıfat)
Bana  doğru söyle! (Fiili nitelediği için ⇒ Zarf)

“Karşı (-e karşı)” Edatı

Cümle içerisinde ”-e karşı” şeklinde kullanıldığında edat olur ve cümleye çeşitli anlamlar katar.

Örnek(ler)
>Güneşe karşı oturup D vitamini alalım. (yönünde)
>Sana karşı düşüncelerim değişti. (yönelik)
> Bu söze karşı söyleyecek bir söz yok. (cevap olarak)
>Sabaha karşı her şey bitmişti. (zaman)

 Not:   Cümle içinde “Karşı” sözcüğü edat dışında isim, sıfat veya zarf görevinde de kullanılabilir.

> Karşıya gidip gelelim mi? (İsim)
> Karşı dükkan daha çok müşteri çekiyor. (İsmi nitelediği için ⇒ Sıfat)
Bana niye  karşı geliyorsun. (Fiili nitelediği için ⇒ Zarf)

“Başka (-den başka)” Edatı

Cümle içerisinde ”-den başka” şeklinde kullanıldığında edat olur, cümleye “dışında, hariç” anlamı katar.

Örnekler
> Senden başka beni anlayan kimse yok. (dışında, haricinde)
> Artık bakmaktan başka yapacak bir şeyimiz kalmadı. (dışında, haricinde)  

 Not  Cümle içinde “Başka” kelimesi edat dışında isim, zamir veya sıfat görevinde de kullanılabilir.

> Başkasının başına da gelmesin. (İsmin yerine kullanılmış ⇒ Zamir)
> Başka bir araba aldık. (İsmi niteliyor ⇒ Sıfat)

“Dolayı / Ötürü (-den dolayı / -den ötürü)” Edatı

Cümle içinde neden bildiren edatlardır. Kendisinden önce gelen sözcükle “-den dolayı”, “-den ötürü” şeklinde öbekleşerek kullanılırlar.

Örnekler
> Konuşmadığından ötürü davayı kaybetti. (neden / sebep)
> Seni özlediğinden dolayı seni sayıklıyordu. (neden / sebep)  

“Beri (-den beri)” Edatı

Cümle içinde “-den beri” şeklinde kullanıldığında edat olur, Cümleye zaman anlamı katar.

Örnekler
> Seni gördüğümden beri seni düşünüyorum. (zaman)
> Dünden beri canım sıkılıyor. (zaman)  

“Göre” Edatı

Cümle içinde “-e göre” şeklinde kullanıldığında edat olur, cümleye  karşılaştırma ve görelik anlamları katar.

Örnekler
> Bana göre sen bu sınavdan iyi bir not alacaksın. (görelik)
> Düne göre hava daha güzel (karşılaştırma)

“Yalnız, Sadece, Bir, Tek ” Edatları

Cümle içinde “yalnız, bir, tek” sözcükleri diğer edatlardan farklı olarak tek başına da kullanılabilirler. Cümlede “yalnız, bir ve tek” kelimeleri  “sadece” anlamında kullanıldıklarında edat olurlar.

Örnekler
> Ömrü boyunca yalnız bir kez kafasını eğdi. (sadece)
> Kalbim sahibi tek sensin. (sadece)
> Yanımda bir o vardı. (sadece)
> Maça sadece üç kişi geldi.  

Not:   “Yalnız” kelimesi cümle içerisinde isim, sıfat, zarf, bağlaç ve edat olarak kullanılabilmektedir.

  • Cümle içerisinde “Yalnız” sözcüğü yerine “sadece” sözcüğü getirilebildiği durumlarda edat görevindedir.
  • Cümle içerisinde “Yalnız” sözcüğü, yerine “ama, fakat” sözcüğünü getirilebildiği durumlarda bağlaç görevindedir.
  • Cümle içerisinde “Yalnız” sözcüğü “Yanında başkaları bulunmayan, tek başına olan” anlamı taşıyorsa isim, sıfat veya zarf görevinde kullanılmıştır.

>Buralara kadar yalnız seni görmeye geldim. (yerine “sadece” sözcüğü getirilebildiği için edattır)
>Günler güzel gidiyor yalnız havalar biraz soğuk. (yerine “ama, fakat” sözcüğü getirebildiğimiz için bağlaçtır.)

> Buraya geldiğimden beri yalnızım.( “yanında başkaları bulunmayan, tek başına olan” anlamında kullanıldığı için isimdir.)

> büyükşehirden  yalnız bir yaşam geçirmek için kaçtım. (“yanında başkaları bulunmayan, tek başına olan” anlamında kullanıldığı ve “yaşam” ismini nitelediği için sıfattır.)

> Eşini kaybettikten sonra yalnız kaldı. (“yanında başkaları bulunmayan, tek başına olan” anlamında kullanıldığı ve “kalmak” eylemini nitelediği için zarftır.)

Ne düşünüyorsun?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SIFATLAR

BAĞLAÇLAR